İLİŞKİLERDE YAŞANAN SORUNLAR VE MAHŞERİN DÖRT ATLISI

  1. Anasayfa
  2. Aile
  3. İLİŞKİLERDE YAŞANAN SORUNLAR VE MAHŞERİN DÖRT ATLISI
İLİŞKİLERDE YAŞANAN SORUNLAR VE MAHŞERİN DÖRT ATLISI

İLİŞKİLERDE YAŞANAN SORUNLAR VE MAHŞERİN DÖRT ATLISI

 

İncil’de adı geçen, kıyamet öncesi ortaya çıkacaklarına inanılan ve dünyanın sonunu işaret eden dört atlıdır. Sırasıyla saldırı, savaş, açlık ve ölümü temsil ederler. Psikolog John Gottman ilişkilerde iletişimi öldüren dört zehirli davranış için bu metaforu kullanır.
Liderliğin en önemli unsuru ilişki yönetimidir. İyi liderler ilişkileri sosyal sermaye olarak kabul eder, bu sermayeyi geliştirir, pozitife odaklanarak iletişim kurarlar.
Kurumlarda ve ekiplerde çalışmaları olumsuz etkileyen negatif davranışları toksik davranış olarak isimlendiriyoruz. İlişkileri olumsuz etkileyen dört atlının nal seslerini suçlama, savunma, küçümseme ve duvar örmekle daha yakından duyarız.
SALDIRI ilk atlıdır. İletişimde kendini suçlama olarak gösterir. Kişiye yönelikse toksiktir. Panzehiri davranışa odaklanmaktır
Suçlama tuzaktır. Birlikte olduğumuz kişiler hakkında hepimiz zaman zaman yakınırız, bu çok normaldir. Ancak yakınma ile suçlama arasında dünya kadar fark vardır. Yakınma bir davranışa odaklanır ve eyleme yöneliktir. Suçlama ise daha geneldir, kişinin karakterine yönelik olumsuz eleştiriyi içerir. En kötüsü de bu SALDIRI atlısı sık kullanıldığında daha ölümcül olan diğer üç atlıyı oyuna çağırır.
Örneğin “Hiçbir şeyden memnun olmuyorsun. Çok bencilsin.” yerine “Sıkıntılarının devam ettiğini görüyorum, tam olarak neye ihtiyacın olduğunu anlatabilir misin?”
Eleştirel suçlamanın panzehiri kişiye değil DAVRANIŞA odaklanmaktır. Yargılamadan durumu tanımlamak ve durumun altında yatan ihtiyacı görmeye çalışmak önemlidir. Geri bildirim aşamasında kişiye değil davranışa odaklanma önerisi aslında tam da bu nedenle gündeme gelir.
SAVAŞ savunmayla başlar. Yani karşı saldırıdır.
Panzehiri sorumluluk almaktır.
Savunma eleştiriye karşı anlaşılabilir bir tepki olsa da çatışmayı beslemekten başka bir faydası yoktur. Savunma da bir çeşit suçlamadır ve “benim değil senin suçun” diyerek çatışmayı tırmandırır. İkinci atlı SAVAŞ artık oyundadır. Panzehiri ben dili kullanmak, kendi duygularımızın farkına varmak, sorumluluğu üstlenmektir.
Örneğin “Raporu zamanında göndermediğin için çalışmayı zamanında bitiremedim” yerine “Daha ısrarcı olmalı, sık sık hatırlatmalıydım. Bu benim de sorumluluğumdu”
Bir tarafın iletişimi kapatması AÇLIK getirir.
Panzehiri sakinleşerek konuya dönmektir.
Duvar örme: Tartışmaların giderek artan dozda eleştiri, savunma, hor görme sarmalına girdiği ilişkilerde bir taraf iletişimi keser (I-İçedönükler daha erken olmak üzere), bu üçüncü atlının habercisidir: AÇLIK zamanıdır. Kişi iletişimi kapatır, ne düşündüğünü anlatmaz. Özellikle diğer iki atlının koşuşturduğu ortamlarda takım üyeleri duvar örerek durumdan uzaklaşmak isterler. Duvar örerek iletişimi kapatmak yerine tartışmaya ara vermek, mola almak, sakinleştirici aktivitelere odaklanmak (magazin haberleri okumak, derin nefes almak vb) ve daha sonra pozitif yerden başlamak yardımcı olacaktır.
Küçümseme ile 4. Atlı ÖLÜM sahneye girer.
Panzehiri en zor bulunandır: Saygı ve hoşgörü kültürü
Hor görme: İğneleme, alay, isim takma, küçümseyici mimik ve davranışlar ve aşağılama içerir. ÖLÜM yakındır. Dört atlının en kötüsüdür. Küçük görme zehirini iletişime taşıyarak ortamın kirlenmesine neden olur.
Örn: “En iyi becerdiğin şey yayılmak” yerine “Bu kadar iş varken oturman beni rahatsız ediyor”
Kurumsal ortamlarda bunun açıkça dile getirilmesi yerine genellikle mimik ve ifadelerle yansıtıldığı gözlemlenir. Ne yazık ki çabuk ve etkili bir ilacı da yoktur. Küçümseyici tavır ve davranışları sizin göstermediğinizi öngörüyor şunu hatırlamak istiyoruz: biri sizi küçümsüyorsa bu sizden çok karşınızdaki kişi hakkında bilgi verir.
Peki çare ne?
Her türlü ilişkide çatışmanın olması aslında olağan. Önemli olan bu durumda ne yaptığınızdır. Gottman’a göre mahşerin dört atlısı genellikle kişiler kendini çaresiz ve güçsüz hissettiğinde ya da korkudan çıkıyor ve panzehiri bizimle paylaşıyor:
İlki bu dört atlının etkisini bilmek, varlığını fark etmek ve uzak tutmak için aktif çaba harcamak
Gottman iletişimde bu atlılardan biri ortaya çıkarsa durumu pozitife çevirmek için en az 5 olumlu davranış gerekir diyor. Saygı ve takdir ilişkinin diğer dört atlı tarafından ezilmesini engelliyor ama 5 katı kullanmak şartıyla. Yani bir kez eleştirdiyseniz 5 kez övmeniz gerekiyor.
Ekip içinde, ilişkilerinizde rahatsızlık duyduğunuz bir durum varsa şikayetinizi isteğe çevirmek: X oldu, kendimi Y hissettim, Z olsun istiyorum
Varsayımlarınızı ve önyargılarınızı fark etmek ve onlardan uzaklaşmak (özellikle N ve J’ler)
Yorum ve yargılar susturarak iyi bir dinleyici olmak
Ne kadar iyi niyetli olursak olalım, olumlu tutum ve davranışlarımız yanlış anlaşılmaların karşısında çaresiz kalacaktır. Karşınızdaki kişi mesajınızı yanlış anladığı anda mahşerin dört atlısı yola çıkmıştır: eleştiri savunmayı çağıracak, kısa bir süre sonra gelen küçümseyici bir yorum duygusal uzaklaşma ve duvar örmeye neden olacaktır. İlk iki atlıya dikkat edin! Onları uzak tutabilirseniz diğerlerini kolayca engelleyebilirsiniz. Liderliği ele alın ve mahşerin bu belalı atlılarını iletişiminizden uzak tutun.
Avatar

Gizem Akcan

Üyelik Tarihi:  5 Aralık 2018

2006 yılında Kocaeli Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra üniversite eğitimimi 2011 yılında ODTÜ Psikoloji Bölümünde Şeref Öğrencisi olarak tamamladım. Üniversite giriş sınavında aldığım derece nedeniyle lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimim boyunca TUBİTAK Üstün Başarı Bursu aldım. Üniversite eğitimim sırasında ODTÜ İşletme Bölümü’nde Girişimcilik programında yan dalımı tamamladım. Lisans eğitimim sırasında Hollanda Groningen University’de Psikoloji Bölümü’nde 6 ay süreyle Erasmus programına katıldım. Üniversite eğitimi süresince İstanbul Pandost Derneği’nin düzenlediği Obsesif Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluk ve Depresyon konularında eğitim ve workshoplara katıldım. ODTÜ İlkokul Çocuklarına Yardım Derneği’nde aktif olarak görev aldım. Lisans eğitimim devam ederken, Performans Kaygısının Sporcuların Başarısı Üzerindeki Etkisi, Liderliğin Olumlu ve Olumsuz Yanları, Mükemmelliyetçilik ve Kendi Kendini Kontrolün Bağışıklık Sistemi Üzerine Etkisi konulu proje çalışmaları ve sunumları yaptı. Daha sonra İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji Tezli Yüksek Lisans programından 2013 yılında mezun oldum. Bitirme tezimi ‘Mutlak Gerçek İhtiyacı Konusunda Ölçek Geliştirme Çalışması’ konusunda yaptım.
Yüksek Lisans eğitimim süresince Aile ve Çift Terapisi, Oyun Terapisi ve Lisrell Yapısal Eşitlik Modellemesi eğitimleri ve süpervizyonları aldım. Ayrıca, Kognitif Terapi ve Depresyon konusunda Dr. Emel Stroup tarafından verilen 2.5 saatlik Çalışma Grubu’na katıldım.
Yüksek Lisans eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra İstanbul Arel Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programını 2017 yılında bitirdim. Klinik Psikoloji Doktora tezimi ‘ Erkek Eşcinsellerde Erkek Eşcinsellerde Benlik Kavramının Netliği ve Mutlak Gerçek İhtiyacı Değişkenleri ile Problem Çözme ve Stres Belirtileri Değişkenleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi’ konusunda yaptım. Ulusal ve uluslar arası indeksli dergilerde yayınlanan Türkçe ve İngilizce dillerinde yazılmış makalelerim, yurt içi ve yurt dışı kongrelerde sunulan poster ve sözlü bildirilerim, panellerim bulunmaktadır.
Aynı zamanda Dr. Emel Stroop’un yanında asistan, Esra Erol Umut Evleri Projesi’nde gönüllü psikolog ve İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalıştım. Halen Bartın Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde Dr. Öğr. Üyesi olarak çalışmaktayım. Ayrıca, Uygulamalı Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı, Psikoloji Bölüm Başkan Yardımcısı ve Bartın Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Uzun yıllar Prof.Dr. İlkay Kasatura Psikoterapi Merkezi, New Life Danışmanlık ve Psikolium Danışmanlık ve Koçluk Merkezi’nde terapist olarak çalıştım.