Benim Diyetisyene İhtiyacım Yok!
Mesleğim itibariyle inanın bu cümleyle çok karşılaştım. ‘Diyetisyen’ deyince insanlardan ya ‘aa benim çok ihtiyacım var, zayıflamam lazım’ ya da ‘diyetisyen mi benim ihtiyacım yok ki’ tepkisini alıyorsunuz. Peki kızıyor muyum? Hayır, asla. Suç onlarda değil ki. Suç her zaman eleştirdiğim, hiç bir zaman halkın sağlığını değil de reytingi ve parayı düşünen medyada ve halkı gerektiği gibi bilgilendiremeyen hatta yanlış bilgilendiren meslektaşlarımda.
Evet diyetisyen deyince aklınıza hemen ve sadece ‘zayıflamak’ geliyor. Peki işin aslı böyle mi? Bizler zayıflama doktoru muyuz sadece zayıflatmaktan mı anlarız? Sizin gerçekten de diyetisyene ihtiyacınız yok mu? Hayır. İşin aslı öyle değil.
Biz diyetisyenler 4 yıllık beslenme ve diyetetik eğitimimizde klinik beslenmeden tutunda toplu beslenme sistemlerine, hastalıklarda beslenmeden tutun da anne-çocuk beslenmesine kadar birçok farklı dalda eğitim alır, bilgileniriz. Ve inanın bana hiç de kolay bir eğitim değil. Yani anlayacağınız diyetisyen sadece zayıflatırken değil kilo aldırırken de sizin hastalığınıza karşı nasıl beslenmeniz gerektiğini söylerken de hamileyseniz veya emziriyorsanız ya da çocuğunuzun beslenmesinden endişe duyuyorsanız da toplu beslenme hizmeti veren kurumlarda kalite kontrolü yaparken de hep yanınızdadır. Yani diyetisyen hayatın her alanındadır, hastalıkta sağlıkta yanınızdadır. Sadece zayıflatırken değil. Bizleri sadece fazla kilolar olarak düşünmeyin.
Ama biliyorum ki ben burada bunları anlatırken bir yerlerde bir meslektaşım gene ‘şununla şu kadar zayıfladık, bu kadar kilo verdik, bu kadar yağ yaktık’ şeklinde paylaşımlar yapıyor maalesef. Bu tarz paylaşımlar bize ve mesleğimize zarar veriyor, kendi kendimizi bitiriyoruz ve halk yanlış bilinçleniyor. Kendimizi zayıflatma doktoru gibi göstermemizin yanında etik kurallara da uymamış, hasta gizliliğini çiğnemiş oluyoruz. Unutmayın sevgili meslektaşlarım hastanın rızası olsa bile bu tarz paylaşımlar yasaktır ve şikayet halinde cezai müeyyidesi bulunmaktadır.